Kimler hatta?
Toplam 70 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 70 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 86 kişi Cuma Kas. 22, 2024 6:06 pm tarihinde online oldu.
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
KARINCALAR ASİT FABRİKASI KURABİLİR Mİ ?
1 sayfadaki 1 sayfası
KARINCALAR ASİT FABRİKASI KURABİLİR Mİ ?
Karıncalar Asit Fabrikası Kurabilir mi?
Hemen her yerde görmeye alışkın olduğumuz karıncaların vücutlarında birer kimya laboratuvarı olduğunu biliyor muydunuz? Karıncaların küçük bedenlerinde yaratılmış olan bu muazzam mekanizma, çok özel bir tasarım örneğidir. Karıncaların vücutlarında, formik asit (H2CO2) isimli kimyasal maddeyi üreten bezler vardır. Antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi, karıncalar düzenli olarak vücutlarına sürerler.
Bu şekilde, hem yuvalarında hem de kendi üzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunu engellemiş olurlar. Karıncaların vücutlarından salgılanan bu asitten haberdar olmaları ve bunu nasıl kullanacaklarını bilmeleri elbette ki hayranlık uyandıran bir yaratılış delilidir. Bunun gibi bir diğer hayranlık uyandıran delil ise, başka canlıların da karıncaların bu özelliğinin farkında olup, bundan yararlanmasıdır. Örneğin bazı kuş türleri karıncaların toplu halde bulundukları yerlere giderek, onların tüylerinin arasında dolaşmalarına izin verirler. Bunun sonucunda bütün vücudu formik aside bulanan kuş, üzerindeki tüm parazitlerden kurtulmuş olur. Bir karıncanın, mantara karşı formik asidin etkili olduğunu kendiliğinden bilmesi veya bu asidin formülünü bir şekilde öğrenmesi mümkün değildir. Normal şartlarda son derece tehlikeli bir kimyasal olan formik asitten hiçbir şekilde zarar görmemeyi başarması ise oldukça zordur. Dahası kuşların karıncalarda formik asit olduğunu ve bunu parazitlerinden kurtulmak için kullanabileceklerini bilmeleri imkansızdır. Böylesine etkili bir kimyasalın kendiliğinden ortaya çıkması mümkün değildir. Bu kimyasalın antiseptik özelliklerini gösterebilmesi, kendine has niteliklere tam olarak sahip olabilmesi için içerdiği tüm elementlerle birlikte özel olarak üretilmesi gereklidir. Bu ise, bir kimya laboratuvarının varlığını gerektirir.
Bunun yanı sıra, karıncanın bedeninde asit üretilirken, aynı zamanda bundan korunmasını sağlayacak özel bir mekanizmaya da ihtiyaç vardır. Bu mekanizma olmadan, karınca bu mucizevi işlemi ne kadar kusursuz yaparsa yapsın, ürettiği maddeden mutlaka zarar görecektir. Dolayısıyla karınca hem üretim hem de korunma mekanizmalarının ikisine de aynı anda sahip olmalıdır. Böyle bir sistemin evrimcilerin iddia ettiği gibi aşama aşama oluşma imkanı yoktur. Bu mucizevi varlıkları ve sahip oldukları kusursuz özellikleri yaratan, karınca yuvalarına giderek formik asitten faydalanmalarını kuşlara ilham eden de kuşkusuz ilim bakımından her şeyi kuşatan Allah'tır.
Hemen her yerde görmeye alışkın olduğumuz karıncaların vücutlarında birer kimya laboratuvarı olduğunu biliyor muydunuz? Karıncaların küçük bedenlerinde yaratılmış olan bu muazzam mekanizma, çok özel bir tasarım örneğidir. Karıncaların vücutlarında, formik asit (H2CO2) isimli kimyasal maddeyi üreten bezler vardır. Antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi, karıncalar düzenli olarak vücutlarına sürerler.
Bu şekilde, hem yuvalarında hem de kendi üzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunu engellemiş olurlar. Karıncaların vücutlarından salgılanan bu asitten haberdar olmaları ve bunu nasıl kullanacaklarını bilmeleri elbette ki hayranlık uyandıran bir yaratılış delilidir. Bunun gibi bir diğer hayranlık uyandıran delil ise, başka canlıların da karıncaların bu özelliğinin farkında olup, bundan yararlanmasıdır. Örneğin bazı kuş türleri karıncaların toplu halde bulundukları yerlere giderek, onların tüylerinin arasında dolaşmalarına izin verirler. Bunun sonucunda bütün vücudu formik aside bulanan kuş, üzerindeki tüm parazitlerden kurtulmuş olur. Bir karıncanın, mantara karşı formik asidin etkili olduğunu kendiliğinden bilmesi veya bu asidin formülünü bir şekilde öğrenmesi mümkün değildir. Normal şartlarda son derece tehlikeli bir kimyasal olan formik asitten hiçbir şekilde zarar görmemeyi başarması ise oldukça zordur. Dahası kuşların karıncalarda formik asit olduğunu ve bunu parazitlerinden kurtulmak için kullanabileceklerini bilmeleri imkansızdır. Böylesine etkili bir kimyasalın kendiliğinden ortaya çıkması mümkün değildir. Bu kimyasalın antiseptik özelliklerini gösterebilmesi, kendine has niteliklere tam olarak sahip olabilmesi için içerdiği tüm elementlerle birlikte özel olarak üretilmesi gereklidir. Bu ise, bir kimya laboratuvarının varlığını gerektirir.
Bunun yanı sıra, karıncanın bedeninde asit üretilirken, aynı zamanda bundan korunmasını sağlayacak özel bir mekanizmaya da ihtiyaç vardır. Bu mekanizma olmadan, karınca bu mucizevi işlemi ne kadar kusursuz yaparsa yapsın, ürettiği maddeden mutlaka zarar görecektir. Dolayısıyla karınca hem üretim hem de korunma mekanizmalarının ikisine de aynı anda sahip olmalıdır. Böyle bir sistemin evrimcilerin iddia ettiği gibi aşama aşama oluşma imkanı yoktur. Bu mucizevi varlıkları ve sahip oldukları kusursuz özellikleri yaratan, karınca yuvalarına giderek formik asitten faydalanmalarını kuşlara ilham eden de kuşkusuz ilim bakımından her şeyi kuşatan Allah'tır.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Tem. 31, 2011 12:01 am tarafından Misafir
» HZ.OSMAN (r.a)'IN HAYATI
C.tesi Ocak 29, 2011 2:36 am tarafından V@K@R
» ROMANTIZM DORUKLARINDA KAZI CALISMASI !
Salı Ara. 28, 2010 3:09 pm tarafından Bäbüsselam
» BU GÜN CUMA
Paz Ara. 19, 2010 8:55 am tarafından visal*1
» GELSEEYDİN SEVGİLİ
Paz Ara. 19, 2010 8:41 am tarafından visal*1
» iman (AMENTÜ)
Paz Ara. 19, 2010 8:33 am tarafından visal*1
» mübarek cuma günü
Paz Ara. 19, 2010 8:24 am tarafından visal*1
» dosta doğru
Paz Ara. 12, 2010 6:42 pm tarafından visal*1
» SENİ SEVİYORUM EFENDİM
Perş. Ara. 09, 2010 7:23 am tarafından visal*1