Ümmet-i Muhammedin Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Kimler hatta?
Toplam 9 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 9 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 70 kişi Paz Ağus. 28, 2016 5:09 am tarihinde online oldu.
En son konular
» where buy TRAMADOL
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptyPaz Tem. 31, 2011 12:01 am tarafından Misafir

» HZ.OSMAN (r.a)'IN HAYATI
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptyC.tesi Ocak 29, 2011 2:36 am tarafından V@K@R

» ROMANTIZM DORUKLARINDA KAZI CALISMASI !
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptySalı Ara. 28, 2010 3:09 pm tarafından Bäbüsselam

» BU GÜN CUMA
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:55 am tarafından visal*1

» GELSEEYDİN SEVGİLİ
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:41 am tarafından visal*1

» iman (AMENTÜ)
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:33 am tarafından visal*1

» mübarek cuma günü
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:24 am tarafından visal*1

» dosta doğru
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptyPaz Ara. 12, 2010 6:42 pm tarafından visal*1

» SENİ SEVİYORUM EFENDİM
KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 EmptyPerş. Ara. 09, 2010 7:23 am tarafından visal*1

Temmuz 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031    

Takvim Takvim

panolarimiz


KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN 2

Aşağa gitmek

KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN   2 Empty KUR'AN DA GEÇEN YEP YENİ BEDEN 2

Mesaj  V@K@R Salı Nis. 20, 2010 1:18 pm



YEPYENİ BİR BEDEN 2







Bu bilgiden sonra şu soruları sormak kaçınılmazdır:

Kanın pıhtılaşma gibi bir özelliği olduğunu sivrisinek nereden bilmektedir?

Kestiği dokunun canlı olduğunu, bu işlemin kurbanına acı vereceğini nasıl öğrenmiş ve bu probleme karşı uyuşturma tekniği geliştirmiştir? Ameliyat öncesinde lokal anestezi yapmak insanın tıp bilimi yardımıyla geliştirdiği bir tekniktir. Sivrisinek bu ilme nasıl sahip olmuştur?

Bu sıvıların laboratuvar şartlarında bile sentezlenmesi son derece güçken, sivrisinek bu sıvıya nasıl sahip olmuştur?

Uyuşturan ve kanın pıhtılaşmasını engelleyen sıvının, deriyi parçalayacak ve bu sıvılara en çok ihtiyacı olacak olan kesici bıçakların içinde bulunması yalnızca bir tesadüf müdür?

1 cm'lik bir canlının 0.1 cm. uzunluğunda, yaklaşık 0.01 cm. çapındaki borusunun içinde oldukça üstün bir mekanizmanın yerleştirilmiş olması nasıl açıklanabilir?

Kuşkusuz cevap ortadadır: Sivrisineğin insan vücudundaki kanın kimyasal bileşimi hakkında bilgi sahibi olması ve sonra da bu bilgiyi değerlendirerek kendi bedeninde çözümler geliştirmesi sözkonusu olamaz. Açıktır ki, sivrisinekteki salgı ve bu salgıyı insandaki kan damarına enjekte eden sistem, hem insan bedeninin yapısını hem de sivrisineğin anatomisini en ince ayrıntısına kadar bilen ve bunlara hakim olan tek bir yaratıcının yaratmasıyla varolmuştur.

Kuran, Allah'ın "alemlerin Rabbi" olduğunu bildirir. "Alem" çoğul bir kelimedir ve farklı dünyalar, farklı boyutlar ya da farklı düzen ve sistemler gibi anlamlara gelir. "Rab" kelimesi ise, eğiten, yetiştiren, düzenleyen, hüküm koyan, sahip olan gibi anlamlar taşır. Sivrisineğin insan bedeninde gerçekleştirdiği inanılması zor "operasyon" da, kendi içinde küçük bir alemdir. Bizim ayrıntılarının farkında olmadığımız, bilim yoluyla yeni yeni keşfettiğimiz bu alemdeki üstün "dizayn"ın sahibi, yani bu alemin "Rabbi" ise Allah'tır. Her canlıya farklı rızıklar verdiği gibi, sivrisineğe de insan kanını vermiştir ve dahası bunu ona çok görkemli bir "dizayn gösterisi" ile vermektedir. Bu küçücük hayvana bile kolaylıkla mağlup olan insana düşen görev ise, Allah'ın farklı alemlerde yarattığı delilleri görmeye çalışmak, O'nu hakkıyla takdir etmektir. Bir ayet, insanları bu konu üzerinde düşünmeye şöyle çağırır:

Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. (Hac, 73-74)



Üstün Uçuş Tekniği

Sivrisinek kanatlarını saniyede yaklaşık 500 defa çırpar. Bu yüzden kanatların sesi insan tarafından bir vızıltı olarak algılanır. İnsana imkansız gibi gelen bu rakam çok hassas ölçümler sonucunda elde edilmiştir ve gerçekten de şaşılacak bir rakamdır.

Bir örnek konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir. Eğer insanın kolları bir makineye bağlanarak saniyede 500 kere açılıp kapanmaya zorlansa, sonuç oldukça dramatik olur. Kolun omuza bağlandığı eklem parçalanır, bağlantılar yanar, kolu tutan bütün lifler kopar, ve kol tamamen sakat kalır. Eğer hareket bir saniyeden daha uzun bir süre yaptırılırsa, kol omuzdan çıkar ve kopar. İnsan için imkansız olan bu hareket, doğduğu günden itibaren sivrisineğin günlük yaşamının bir parçasıdır.

Elbette bu mucizevi olay, sivrisineğin yaratılıştan sahip olduğu çeşitli destekleyici sistemler sayesinde gerçekleşir.

Öncelikle, kanatları çırpan kasların ve bağlantılarının son derece güçlü ve dayanıklı olmaları gerekir.

Bir ikinci koşul ise bu kaslara enerji sağlanmasıdır. Bilindiği gibi hücreler, enerjiyi oksijen kullanarak sentezlerler. Oksijen kullanım kapasitesinin yükselmesiyle orantılı olarak dayanıklılık artar.

İnsan vücudunda oksijen akciğerden kana karışır ve kan yoluyla hücrelere ulaştırılır. Koşan bir insanın yorulmasının nedeni, zamanla hücrelere gerekli oksijenin ulaştırılamamasıdır. Yorulmanın bir başka sebebi, kas hücrelerinde laktik asidin ortaya çıkmasıdır. Bu asit hücrelerden atılmazsa yorgunluk hissine neden olur.

Bu durum sivrisinekler için oldukça farklıdır. Büyüklüğü kendi vücudunun büyüklüğüne yakın olan kanatlarını saniyede 500 defa çırpabilmek için, sivrisineğin çok fazla oksijene ihtiyacı vardır.

İşte bu yüzden sivrisineğin solunum sistemi tam da bu ihtiyacı karşılayacak şekilde yaratılmıştır. Solunum sistemi hemen hemen her hücreye ulaşan özel bir solunum borusundan oluşur. Bu boru doğrudan dışardaki havaya bağlı olduğundan, hücreler oksijen alışverişini aracı bir madde olmaksızın yaparlar. Artık maddeler de bu borular sayesinde hücrelerden atmosfere verilirler. İşte bu yüzden, sivrisinek bir dakika içinde binlerce defa kanat çırpar ve hiç yorulmaz.

Sivrisineğin kanatlarını bu kadar hızlı çırpabilmesi, ona uçuş için birçok avantaj kazandırır. Dikey durumda aşağı yukarı uçabilir, kolaylıkla ileri geri hareket eder. Sivrisinek, helikopter ve uçaktan çok daha üstün uçuş özelliklerine sahip kusursuz bir makine gibidir.

Bir uçağın veya helikopterin uçabilmesi için, özel olarak rafine edilmiş yakıtlar kullanılır. Oldukça pahalı olan bu yakıtlar, her uçuş öncesinde tekrar doldurulur. Oysa sivrisinek bütün enerjisini yediği bitki özlerinden alır. Uçaklar ve helikopterler her uçuş öncesinde bakımdan geçirilir, motor parçaları sürekli yenilenir. Sivrisinek ise bütün ömrü boyunca, sırtındaki kasların gücü sayesinde uçar ve hiçbir problemle karşılaşmaz.

Günümüz hava taşıtları ancak son yüzyılda geliştirilebilmiştir. Yıllar süren araştırmaların ve uzun çalışmaların sonucunda bugünkü özelliklerini kazanmışlardır. Kullanılan bilgi birikimi ise, yüzyılların bilgi birikimidir. Gelişmenin her aşamasında insan aklının düşünce ve tasarım gücü kullanılmıştır. Ancak teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa olsun, insanoğlu doğadaki uçuş teknolojisinin çok gerisindedir. Mevcut hiçbir teknoloji, sivrisineğin boyutlarında ve onun uçuş özelliklerinde bir makine yapamaz.

Unutulmaması gereken, burada makinelerle karşılaştırdığımız varlığın 10 milimetre büyüklüğünde bir canlı olduğu ve bu canlının da milyonlarca küçük canlının (hücreler) biraraya gelmesiyle oluştuğudur. Dolaşım, boşaltım ve sinir sistemleri, her an atan bir kalbi, görebilen bir gözü, algılama sistemleri, protein sentezi yapan milyonlarca hücresiyle sivrisinek, uçak ya da helikopterden çok daha karmaşık bir birleşimdir.

İnsanlar bir uçağın ya da helikopterin nasıl meydana geldiği sorusuna, usta mühendisler ve gelişmiş fabrikalar tarafından yapıldığını söyleyerek cevap verirler. Bu araçların, metallerin tesadüfi birleşmeleri sonucunda oluştuklarını iddia etmenin bir deli saçması olduğunu da gayet iyi bilirler. Ancak aynı insanların bir kısmı, bu iki araçtan da üstün olduğu tartışma götürmeyen sivrisineğin, "evrim sürecinde meydana gelen tesadüfler" tarafından, yani hiç bir planlayıcı olmadan varolduğunu iddia edebilmektedirler. Çünkü bir planlayıcı olduğunu, yani Allah'ın varlığını kabul etmek, onlara "ideolojik" nedenler ya da kendi çıkarlarından kaynaklanan bir takım şartlanmalar nedeniyle zor gelmektedir.

Böyle yapmakla sadece kendilerini aldatmış olurlar. Sivrisinek yoktan varolan, bir bataklıklığın içinde veya bir su birikintisinde, birçok mucizevi aşamadan sonra dünyaya gelen bir böcektir. Teknoloji hangi aşamaya gelirse gelsin, bir canlıyı yoktan varedemez. Tek bir sinek bile yaratamaz. Çünkü yaratmak yalnızca alemlerin Rabbine mahsus bir özelliktir. Ve yaratılan her varlık da O'nun varlığının bir delilidir. Kuran'da verilen "sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız-hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar" (Hac, 73) hükmü, inkarcılar için sonsuza kadar geçerlidir ve onların ne denli büyük bir çelişki ve aldanış içinde olduklarını sonsuza kadar ilan edecektir.



SONUÇ

Dünya literatüründe, sivrisinek hakkında yazılmış birçok kitap, yapılmış sayısız araştırma vardır. Ancak bu kitabın amacı, bu çalışmalardan çok daha farklıdır. Amaç sivrisineğin çiftleşmesi, yumurtlaması, beslenmesi hakkında genel bilgi aktarmak değildir.

Amaç, bu konu vesilesiyle insanın hayatındaki en önemli gerçeği hatırlamasını sağlamaktır.

Amaç, insana, kendisinin gerçek sahibini, yani Alemlerin Rabbi'ni ve O'na karşı olan sorumluluklarını hatırlatmaktır.

Bu kitap ve içinde anlatılan sivrisinekle ilgili mucizevi olaylar, sizin için belki de sandığınızdan çok daha önemlidir. Çünkü bunları kendi varlığının delilleri olarak yaratan Allah, insana bazı sorumluluklar yüklemiştir. Bu sorumlulukları yerine getirmek de -bunun farkında olsa da olmasa da- yeryüzünde insan için en önemli konudur.

Kitapta açıkladığımız bazı mucizeler, kısaca hatırlanırsa, sıradan bir canlı gibi gözüken sivrisineğin, insanlara gösterilmiş ne kadar büyük bir yaratılış delili olduğu bir kez daha anlaşılır:

-Yumurtlama zamanı gelen anne sivrisineğin, karnındaki ısı ve nem reseptörü sayesinde en uygun bölgeyi tespit etmesi..

-Yumurtalarını suya bırakan sivrisineklerin, ilerde yavrularının karşılaşacağı problemleri düşünerek çeşitli tedbirler almaları..

-Yumurtaların olumsuz şartlarda _zamanları geldiği halde_ çatlamadan uygun koşulların oluşmasını beklemeleri..

-Yumurtaların kendi kendilerini kamufle etme yetenekleri..

-Anne sivrisineğin yumurtalardan bir sal yaparak, yumurtaların kaybolmasını ve suya batmasını engellemesi..

-Yumurtaların birleştirildiklerinde bir sal oluşturacak en uygun yapıya sahip olmaları, altlarında bir hava boşluğu bulunması..

-Sıtma sivrisineklerinin yumurtalarının üzerinde bulunan, yumurtaların suya batmalarını engelleyen cansimdine benzer yapılar..

-Marangoz sivrisineğin, bitki köklerini keserek yumurtalarına en uygun ortamı hazırlaması..

-Dünyaya yeni gelen bazı larva cinslerinin, bitkilerin köklerinde oksijen bulunduğunu bilip, kökleri keserek bu oksijene ulaşmaları..

-Larvaların beslenebilmesi için suyu akıntı yaratarak süzmesini sağlayan, ağız etrafındaki özel dizayn edilmiş fırçalar..

-Larvanın kendisine uygun bir ev yapması ve ihtiyacı olan bütün malzemenin doğuştan ona verilmiş olması..

-Akıntılı sularda yaşayan larvaların kuyruklarında bulunan ve bir yerlere tutunarak akıntıya kapılmamalarını sağlayan kancalar.

-Başaşağı suyun içinde duran larvanın, suyun üzerine uzanan ve nefes alabilmesini sağlayan-dalgıçların kullandıkları şnorkellere benzeyen- hava borusu..

-Borunun içinde bulunan ve borudan içeri su kaçmasını engelleyen, özel izolasyon maddesi..

-Güneş altında günlerce kalan ve şeffaf bir deriye sahip olan larvaların, güneşten kavrulmalarını engelleyen özel ürik asit kalkanı..

-Pupa dönemine geçişte, larvanın derisini kırmasına yarayan ve bu aşamadan sonra kaybolan özel organ..

-Pupanın son değişim aşamasında, su yüzeyinde bulunan baş tarafından çatlaması _başka bir noktadan çatlarsa kozanın içi ıslanır_.

-Kozanın baş tarafının yine özel bir maddeyle yalıtılmış olması..

-Sivrisineğin suyun içindeki pupadan, vücudunu ve kanatlarını suya hiç temas ettirmeden çıkması..

-Suyun içinde yaşayan bir canlıyken, buradan kusursuz bir uçuş makinesi olarak çıkması..

-Erkek sivrisineğin, dişisini, kanat çırpma frekansından tanıması..

-Sivrisineğin avını ısırmak için kullandığı, altı parçadan oluşan kesme, delme ve emme mekanizması..

-Açtığı yarayı uyuşturması, böylece kurbanına farkettirmeden kan emebilmesi..

-Açtığı yaraya, kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir sıvı dökerek, kan emme işlemini devam ettirebilmesi..

-Avının yerini saptamada, ısı, nem, karbondioksit ve kimyasal maddelere duyarlı sistemler kullanması..

Bir santimetrelik sivrisinek, ne mutasyon, ne tesadüfler ne de doğal seçilim mekanizmalarıyla varlığı açıklanamayan birçok mucizevi özelliği içinde barındırır. İşte bu yüzden;

Eğer Allah'ın emrettiği hayatı yaşamaya çalışıyorsanız, bu kitap O'na yakınlaşmanız için bir vesile olabilir. Eğer Allah'ın Kuran'da emrettiği hayatı yaşamıyorsanız, Allah'ın varlığının farkına varıp, bu yönde çaba harcamanıza vesile olabilir. Ama eğer hiçbir şekilde Kuran'ı yaşamayı düşünmüyor veya sudan mazeretlerle bunu yapmayı erteliyorsanız, Allah'ın sivrisinekten bahsettiği ayetin son cümlesindeki hüküm çok açıktır ve sizin için yazılmıştır:

Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz. (Bakara, 26)

Tüm bu işlem üzerinde biraz durup düşünmek ise, bizi çok önemli bazı sonuçlara ulaştırır.

Sivrisinek ihtiyacı olan kana ulaşabilmek için yalnızca üstün algılama sistemleri, kesme ve emme mekanizmalarıyla değil, kimyasal bir bilgiyle de donatılmıştır. Çünkü sivrisinek,
yukarda belirtildiği gibi, kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir salgı kullanmaktadır. Hem de hiç tanımadığı, bilmediği bir vücudun savunma sisteminde yeralan bir enzime karşı. Dahası bu salgı, sivrisineğin bir cerrah gibi kestiği canlı dokuları uyuşturma özelliğine sahiptir.
V@K@R
V@K@R

Mesaj Sayısı : 926
Kayıt tarihi : 01/04/10

http://www.ummetimuhammedinsesi.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz