Kimler hatta?
Toplam 54 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 54 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 73 kişi Salı Ekim 15, 2024 10:38 am tarihinde online oldu.
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
TEFSİR NEDİR
1 sayfadaki 1 sayfası
TEFSİR NEDİR
TEFSİR NEDİR
Biz Müslümanlar olarak bilmemiz gereken en önemli Kur’ani mesajlardan birisi Nahl Suresinin 44. ayetinde yer alan “Biz sana da bu kitabı gönderdik ki, insanlara, kendilerine indirileni açıklayasın, umulur ki onlar da düşünürler” ifadesidir. Bu ayetin verdiği bir çok mesaj vardır ama bunlardan iki tanesi ayrıca büyük önem taşır: Birincisi, Kur’an-ı Kerim’in Hz. Muhammed’e gönderiliş sebebidir ki ayet bunu “insanlara indirileni açıklamak” şeklinde ifade etmektedir. Bu, Kur’an, Hz. Muhammed’e gönderilmiş ama, esasen insanlar için indirilmiş demektir. Demek ki Kur’an bizim içinmiş. İkincisi, bizzat Kur’an’ın gönderiliş sebebine işaret eder ki “umulur ki düşünürler” ifadesi bunu gösterir. Bu ifadeden anlaşılan, Kur’an’ın insanların düşünmesi için gönderilmiş olduğudur. Demek ki Kur’an’ın gönderiliş sebeplerinden birisi ve en önemlisi, insanların düşünmeleri imiş.
Toparlayacak olursak; Kur’an, anlamadan yüzünden okumak için değil, aksine okumak, anlamak, düşünmek ve yaşamak için gönderilmiş bir kitaptır diyebiliriz.
Burada şöyle bir soru akla geliyor, bu kitabı okuyan herkes anlayabiliyor mu? Yada okuyan herkesi düşündürüyor mu?
Elbette bu sorulara olumlu cevap vermek mümkün değildir. Çünkü okuma iki amaçla yapılır: anlamak-öğrenmek ve uygulamak. Yani herhangi bir kitabı okurken insanlar öncelikle onun ne dediğini anlamak, bilgi eksiklikleri varsa, bilmediklerini öğrenmek isterler yada kitabın sağlam, doğru yol gösterici olduğuna inanıyorlarsa, onu hayatlarına uygulamak için okurlar.
Peki biz Kur’an okuyor muyuz? Okuyorsak amacımız nedir? Onu anlamak, bir şeyler öğrenmek mi? Hayatımızda uygulamak mı? Yoksa bunların dışında başka bir şey mi?
Herkesin Kur’an’ı okuyup anlaması, hayatını ona göre şekillendirmesi, insani gerekçelerden dolayı mümkün değildir. Çünkü herkes onu anlayacak eğitim almamıştır, farklı toplum ve kültürlerden gelmiştir vs. şu halde Kur’an’ı doğrudan okuyup, anlamak ve hayatımıza uygulamak herkes için mümkün olmamaktadır. Bu noktada alimler, bilginler devreye girmekte ve onda yer alan hakikatleri bizim anlayabileceğimiz derecede açıklamaktadırlar. Bizler de onların Kur’an’dan çıkararak bize aktardıkları hakikate göre din ve dünya hayatımızı şekillendirmeye çalışmaktayız.
Burada bir başka mesele gündeme gelmektedir. Kur’an’dan her bilgin aynı anlamı aynı yorumu mu çıkarır?
İşte Kur’an’ın veya daha genel anlamda “anlama”nın temel ayırım noktası burasıdır. Sadece Kur’an’da değil, hemen her anlaşılması gereken konuda herkesin anlayışı yorumu aynı olmaz, olamaz. Çünkü bütün insanlar bir ve aynı değildir, aynı eğitimi almamıştır, aynı coğrafyada yaşamıyordur vs. ister istemez bu farklılıklar anlayışlara da etki eder. Örnek vermek gerekirse, bizim kahkahalarla güldüğümüz bir şey bir Amerikalı için hiç de gülünç olmayabilir veya tersi, Amerikalıların güldüğü bir şey bize soğuk gelebilir. Nitekim bu yüzden değil mi “soğuk Amerikan fıkraları” diyoruz. Bu farklılık nerden kaynaklanıyor? Yukarıda saydığım farklı etmenlerden.
Dolayısıyla Kur’an’ı okuyan her alim de ister istemez farklı yorumlar yapacaktır, yapmıştır. Şimdi Tefsir ilminin açıklamasına geçebiliriz.
Tefsir, Kur’an’da bildirilenleri, insanların anlayabileceği şekilde yorumlama sanatıdır. Tefsirler temel olarak ikiye ayrılır, rivayet tefsirleri ve dirayet tefsirleri. Rivayet tefsirleri, Kur’an-ı Kerim tefsiri yaparken, tefsiri yapılan surenin, ayetlerin iniş sebepleri başta olmak üzere, ilgili oldukları alanlara dair Hz. Muhammed’in, önde gelen ashabın, onlardan sonra gelen tabiinin ve tefsir imamlarının görüşlerini aktarmak şeklinde yapılan tefsirlerdir. Bunların en önemlilerinden biri Taberi’nin tefsiridir; ayrıca İbn Kesir Tefsiri de bu çeşit tefsirlere örnektir.
Dirayet tefsirleri ise bir çok alt dala ayrılır. Sosyolojik, bilimsel, işari (tasavvufi) tefsirler dirayet tefsiri altında incelenir. Bu çeşit tefsirlerde, tefsiri yapılan sure veya ayetin iniş sebebi ve ilgili olduğu rivayetler verilebileceği gibi, verilmeyebilir de. Tefsirci (müfessir) bu çeşit tefsirde içinde bulunduğu zamanın, mekanın şartlarına göre, o ayetin nasıl anlaşılabileceği konusunda fikir yürütür. Fahreddin Razi’nin tefsiri bu çeşit tefsire örnektir.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Tem. 31, 2011 12:01 am tarafından Misafir
» HZ.OSMAN (r.a)'IN HAYATI
C.tesi Ocak 29, 2011 2:36 am tarafından V@K@R
» ROMANTIZM DORUKLARINDA KAZI CALISMASI !
Salı Ara. 28, 2010 3:09 pm tarafından Bäbüsselam
» BU GÜN CUMA
Paz Ara. 19, 2010 8:55 am tarafından visal*1
» GELSEEYDİN SEVGİLİ
Paz Ara. 19, 2010 8:41 am tarafından visal*1
» iman (AMENTÜ)
Paz Ara. 19, 2010 8:33 am tarafından visal*1
» mübarek cuma günü
Paz Ara. 19, 2010 8:24 am tarafından visal*1
» dosta doğru
Paz Ara. 12, 2010 6:42 pm tarafından visal*1
» SENİ SEVİYORUM EFENDİM
Perş. Ara. 09, 2010 7:23 am tarafından visal*1