Kimler hatta?
Toplam 78 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 78 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 83 kişi Cuma Kas. 22, 2024 5:46 pm tarihinde online oldu.
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
PETROLÜ OLMAYAN TÜRKİYE'NİN SİLAHI SU
1 sayfadaki 1 sayfası
PETROLÜ OLMAYAN TÜRKİYE'NİN SİLAHI SU
Savaşlar ve zorlu yaşam koşullarıyla boğuşan Ortadoğu, şimdi de susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya. Bölge ülkelerinin suçladığı Türkiye'yi haklı bulanlar da var.
Son üç yılda yaz yağmurlarının kesilmesiyle Ortadoğu’nun son onyılların en büyük su kriziyle karşı karşıya kaldı. Irak, Suriye, güneydoğu Anadolu ve Lübnan’daki tarım alanları kurumaya başladı. Geçtiğimiz yüzyılda bölgenin haritasını çizen doğal kaynak petroldü. Bu yüzyılda suyun petrolün yerini alması bekleniyor.
ABD'nin ulusal radyo kanalı NPR'ın internet sitesinde yayımlanan bir haberde, Ortadoğu'da ortaya çıkan su sorunu, nedenleri ve ortaya çıkardığı sonuçlar ele alındı. Habere göre, bir yandan susuzluk nedeniyle birçok insan yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalırken, bölge ülkelerinin bu durumdan küresel ısınmayı değil politik çıkarları sorumlu tutuyor.
SORUNUN TEMELİ İKLİM DEĞİL, POLİTİKA
Suriyeli analist Nebil Sukkar, ülkedeki durumu tek başına iklim değişikliğiyle açıklamanın doğru olmadığını belirtiyor. Suriye ve Irak, Dicle ve Fırat nehirleri üzerindeki geniş baraj ağı yüzünden su arzını yüzde 50 azaltan Türkiye’yi suçluyor.
Irak ve Suriye için hayati öneme sahip su kaynakları Türkiye’den doğuyor. Suriye ve Irak’a ne kadar su geleceği Ankara ile bu ülkeler arasındaki resmi olmayan anlaşmalarla belirleniyor. Sukkar, diplomatik ilişkilerin kötü olduğu dönemde Türkiye’nin su akışını azalttığını, ancak bugün ilişkilerin düzeldiğini ve su akışında bir sorun yaşanmasının beklenmediğini dile getiriyor.
Türkiye ise suyun herkese yetecek kadar bol olduğunu ancak Suriye ve Irak’ın kendi paylarını ziyan ettiğini ileri sürüyor. Ortadoğu su yönetimi uzmanı Hüseyin Amery de Türkiye’nin kısmen haklı olduğu görüşünde.
Amery su krizini önlemek için kıt kaynakların etkin kullanımına gidilmesi gerektiğini ifade ediyor, ancak ekliyor: “Sorun iklim değil, politika. Bugün pek çok Arap bölgesel güç olmak isteyen Türkiye’nin, elindeki suyu bu amaç için bir araç olarak kullanmak istediğini düşünüyor.”
SURİYE VE IRAK’IN SU MÜLTECİLERİ
NPR haberinde, Dicle ve Fırat nehirlerinin suladığı Münbit Hilal bölgesinde iklimin ısınmasının yanı sıra bölgede inşa edilen barajlar kuraklığı artırarak yeni bir kavramın ortaya çıkmasını sağladığı belirtiliyor: Su mültecileri.
Bugün Suriye’de 160’dan fazla köy terk edilmiş durumda. Birleşmiş Milletler (BM) kuraklık raporuna göre 800 bin insan geçim kaynaklarını kaybetti. Yüz binlerce insan bir zamanlar verimli olan ancak şimdi büyük şehirlerin yakınlarındaki tozla kaplı çadır kentler halini alan topraklarda “ne iş olsa yaparım” mantığıyla yaşamaya devam ediyor.
HAYVANCILIK DA ETKİLENİYOR
Bu kış Suriye’nin kuzeyindeki katı, çatlamış tarım topraklarının aldığı yağış çok kısıtlı oldu. Bir zamanlar bölgedeki tarım alanları yılın büyük bir çoğunluğunu yeşil geçirirdi. Ancak son yıllarda yaşanan yaz kuraklıkları bu durumu olumsuz yönde etkiledi.
Binlerce insanın hayvancılıkla geçindiği Bedia bölgesindeki Addami köyünün kuraklık ve kum fırtınalarından muzdarip yerleşimcileri geçtiğimiz yazın en kuru geçen aylarında köylerini terk edip gittiler.
Koyun yetiştiriciliği yapan Addamililer sürülerine su bulabilmek için 240 km yürüdükleri gibi, yeşilliğin olmadığı arazilerde hayvanlarını besleyebilmek için yem almak zorunda kalıyorlar. Bu da koyunlarının bir kısmını diğerlerini beslemek için satmaları gerektiği anlamına geliyor.
Büyük şehirlere göç etmekte olan binlerce insan Suriye ve Irak genelinde yeni bir yerinden edilmişler grubu yaratıyor. Amery, su kıtlığının insanları topraklarından ayrılmaya zorladığını belirtiyor.
Politika yapımındaki hataların durumu iyice kötüleştirdiğini ifade eden Amery, bölgedeki su kıtlığı dolayısıyla su mültecilerinin ortaya çıktığını belirtiyor. Amery, “Su mültecileri yıllar süren iklim değişikliğinin, yanlış yönetilen su kaynaklarının ve nüfus patlamasının ortaya çıkardığı bir sonuç” derken bunun Suriye ve Irak’taki tarım sektörü üzerinde yıkıcı etkileri olduğunu belirtiyor.
MODASI GEÇMİŞ TEKNİKLER
Suriye’nin başkenti Şam’ın doğusundaki Palmira’da uygulanan politikalar Suriye hükümetinin kuraklığa verdiği cevabın bir örneği. Şehirde kullanılan damlamayla sulama tekniğiyle çölün ortasında bir vaha yaratılmış durumda.
Kuraklık ülkede bir gıda krizine de neden oldu. Suriye tarihinde ilk kez bu yıl buğday ithal etmek zorunda kaldı.
Sukkar, modası geçmiş tarım teknikleri ve suyu ziyan eden altyapı sistemleri değişmedikçe durumun düzelmeyeceğini belirtiyor. Ülkede modern teknolojiye bağlı sulama teknikleri hala kullanılmadığı için Suriye tarımının yağışlara bağımlılığı sürüyor.
Son üç yılda yaz yağmurlarının kesilmesiyle Ortadoğu’nun son onyılların en büyük su kriziyle karşı karşıya kaldı. Irak, Suriye, güneydoğu Anadolu ve Lübnan’daki tarım alanları kurumaya başladı. Geçtiğimiz yüzyılda bölgenin haritasını çizen doğal kaynak petroldü. Bu yüzyılda suyun petrolün yerini alması bekleniyor.
ABD'nin ulusal radyo kanalı NPR'ın internet sitesinde yayımlanan bir haberde, Ortadoğu'da ortaya çıkan su sorunu, nedenleri ve ortaya çıkardığı sonuçlar ele alındı. Habere göre, bir yandan susuzluk nedeniyle birçok insan yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalırken, bölge ülkelerinin bu durumdan küresel ısınmayı değil politik çıkarları sorumlu tutuyor.
SORUNUN TEMELİ İKLİM DEĞİL, POLİTİKA
Suriyeli analist Nebil Sukkar, ülkedeki durumu tek başına iklim değişikliğiyle açıklamanın doğru olmadığını belirtiyor. Suriye ve Irak, Dicle ve Fırat nehirleri üzerindeki geniş baraj ağı yüzünden su arzını yüzde 50 azaltan Türkiye’yi suçluyor.
Irak ve Suriye için hayati öneme sahip su kaynakları Türkiye’den doğuyor. Suriye ve Irak’a ne kadar su geleceği Ankara ile bu ülkeler arasındaki resmi olmayan anlaşmalarla belirleniyor. Sukkar, diplomatik ilişkilerin kötü olduğu dönemde Türkiye’nin su akışını azalttığını, ancak bugün ilişkilerin düzeldiğini ve su akışında bir sorun yaşanmasının beklenmediğini dile getiriyor.
Türkiye ise suyun herkese yetecek kadar bol olduğunu ancak Suriye ve Irak’ın kendi paylarını ziyan ettiğini ileri sürüyor. Ortadoğu su yönetimi uzmanı Hüseyin Amery de Türkiye’nin kısmen haklı olduğu görüşünde.
Amery su krizini önlemek için kıt kaynakların etkin kullanımına gidilmesi gerektiğini ifade ediyor, ancak ekliyor: “Sorun iklim değil, politika. Bugün pek çok Arap bölgesel güç olmak isteyen Türkiye’nin, elindeki suyu bu amaç için bir araç olarak kullanmak istediğini düşünüyor.”
SURİYE VE IRAK’IN SU MÜLTECİLERİ
NPR haberinde, Dicle ve Fırat nehirlerinin suladığı Münbit Hilal bölgesinde iklimin ısınmasının yanı sıra bölgede inşa edilen barajlar kuraklığı artırarak yeni bir kavramın ortaya çıkmasını sağladığı belirtiliyor: Su mültecileri.
Bugün Suriye’de 160’dan fazla köy terk edilmiş durumda. Birleşmiş Milletler (BM) kuraklık raporuna göre 800 bin insan geçim kaynaklarını kaybetti. Yüz binlerce insan bir zamanlar verimli olan ancak şimdi büyük şehirlerin yakınlarındaki tozla kaplı çadır kentler halini alan topraklarda “ne iş olsa yaparım” mantığıyla yaşamaya devam ediyor.
HAYVANCILIK DA ETKİLENİYOR
Bu kış Suriye’nin kuzeyindeki katı, çatlamış tarım topraklarının aldığı yağış çok kısıtlı oldu. Bir zamanlar bölgedeki tarım alanları yılın büyük bir çoğunluğunu yeşil geçirirdi. Ancak son yıllarda yaşanan yaz kuraklıkları bu durumu olumsuz yönde etkiledi.
Binlerce insanın hayvancılıkla geçindiği Bedia bölgesindeki Addami köyünün kuraklık ve kum fırtınalarından muzdarip yerleşimcileri geçtiğimiz yazın en kuru geçen aylarında köylerini terk edip gittiler.
Koyun yetiştiriciliği yapan Addamililer sürülerine su bulabilmek için 240 km yürüdükleri gibi, yeşilliğin olmadığı arazilerde hayvanlarını besleyebilmek için yem almak zorunda kalıyorlar. Bu da koyunlarının bir kısmını diğerlerini beslemek için satmaları gerektiği anlamına geliyor.
Büyük şehirlere göç etmekte olan binlerce insan Suriye ve Irak genelinde yeni bir yerinden edilmişler grubu yaratıyor. Amery, su kıtlığının insanları topraklarından ayrılmaya zorladığını belirtiyor.
Politika yapımındaki hataların durumu iyice kötüleştirdiğini ifade eden Amery, bölgedeki su kıtlığı dolayısıyla su mültecilerinin ortaya çıktığını belirtiyor. Amery, “Su mültecileri yıllar süren iklim değişikliğinin, yanlış yönetilen su kaynaklarının ve nüfus patlamasının ortaya çıkardığı bir sonuç” derken bunun Suriye ve Irak’taki tarım sektörü üzerinde yıkıcı etkileri olduğunu belirtiyor.
MODASI GEÇMİŞ TEKNİKLER
Suriye’nin başkenti Şam’ın doğusundaki Palmira’da uygulanan politikalar Suriye hükümetinin kuraklığa verdiği cevabın bir örneği. Şehirde kullanılan damlamayla sulama tekniğiyle çölün ortasında bir vaha yaratılmış durumda.
Kuraklık ülkede bir gıda krizine de neden oldu. Suriye tarihinde ilk kez bu yıl buğday ithal etmek zorunda kaldı.
Sukkar, modası geçmiş tarım teknikleri ve suyu ziyan eden altyapı sistemleri değişmedikçe durumun düzelmeyeceğini belirtiyor. Ülkede modern teknolojiye bağlı sulama teknikleri hala kullanılmadığı için Suriye tarımının yağışlara bağımlılığı sürüyor.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Tem. 31, 2011 12:01 am tarafından Misafir
» HZ.OSMAN (r.a)'IN HAYATI
C.tesi Ocak 29, 2011 2:36 am tarafından V@K@R
» ROMANTIZM DORUKLARINDA KAZI CALISMASI !
Salı Ara. 28, 2010 3:09 pm tarafından Bäbüsselam
» BU GÜN CUMA
Paz Ara. 19, 2010 8:55 am tarafından visal*1
» GELSEEYDİN SEVGİLİ
Paz Ara. 19, 2010 8:41 am tarafından visal*1
» iman (AMENTÜ)
Paz Ara. 19, 2010 8:33 am tarafından visal*1
» mübarek cuma günü
Paz Ara. 19, 2010 8:24 am tarafından visal*1
» dosta doğru
Paz Ara. 12, 2010 6:42 pm tarafından visal*1
» SENİ SEVİYORUM EFENDİM
Perş. Ara. 09, 2010 7:23 am tarafından visal*1