Kimler hatta?
Toplam 78 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 78 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 86 kişi Cuma Kas. 22, 2024 6:06 pm tarihinde online oldu.
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
ANNE-BABA OLMAK NE KADAR ZOR DEĞİL Mİ ?
1 sayfadaki 1 sayfası
ANNE-BABA OLMAK NE KADAR ZOR DEĞİL Mİ ?
Çocuk 4-5 yaşlarına geldiğinde sınıflamalar yapmaya başlar| Çorabını, kazağını giysiler, kediyi, köpeği, karıncayı hayvani topları, bebekleri oyuncaklar diye gruplamaya başlar. Tam olarak değil ama yavaş yavaş takım ruhu oluşmaya başlar. Kızlar erkekler gibi gruplaşmalar da görülür.
Çocuk 6 yaşına geldiğinde ise, gözle görebileceğiniz ve ne bir şekilde fark edebileceğiniz bir aşama kaydeder. Büyük bir zihinsel sıçramadır bu, artık yorumlar yapmaya başlamıştır. İlkokula başladığında ise o eski kuralsızlığı ve sınırsızlığı yeni kurallara ve sınırlara bırakır. Bu dönemde zihnindeki tüm soyutların yerini somutlar almaya başlamıştır. Ancak kuralları sınırlan öğrenirken sanmayın ki her şey sizin istediğiniz git olacaktır. Çocuk yeni öğrendiği kural ve sınırlar içerisindeki sınırsızlığını ve kendi kuralsızlığını yeni bir biçimiyle yine yaşamaya başlayacaktır. Çocuğun bilişsel gelişimini desteklemek için; onun öğrenmeyle ilgili girişimlerine gülmeyin, alay eder gibi davranmayın ya da küçümsemeyin. Onun bu girişimlerini önemseyin ve onunla heyecanını paylaşın. Sabırlı olmaya özen gösterin, çünkü çocuk bilişsel gelişim sürecinde pek çöl şeyi deneme-yanılma yoluyla yapacaktır. Bu da sizi sıkabilir ; sabrınızın taşmasına neden olabilir.
Her anne-baba çocuğunun disiplinli olmasını arzular ve bu| nün için de onu yönlendirir. Çocuğun disiplinli olmasına öz gösterirken onu pasifleştirmemeye dikkat edin. Kendi korku kaygılarınızı ona yansıtmayın, onun yapmak istediklerini si; onun yerine asla yapmayın. Bırakın, deneyimlemek istediklerini sizin denetiminizde yapsın. Ona asla ve asla kaçamak yanıtlar vermeyin. Zihnindeki soru işaretlerine yaşına uygun ama gerçek yanıtlar verin. Geçiştirmeyin ve gerçek dışı yanıtlar vermeyin. Örneğin "Anne, ben nasıl dünyaya geldim?" sorusuna leylekler masalını anlatmayın. Ya da "Kar niye yağar?" sorusuna "Gökyüzündeki melekler bizi sevindirmek için yapıyor" demeyin. Gerçekleri onun anlayabileceği şekilde net ve kısa olarak anlatın. Gerektiğinde çocuğunuzun yaşına inip onunla empati kurmaya özen gösterin.
Bilişsel gelişim sürecinde de çocuktan gelen duygusal mesajları doğru okumanız çok önemli. Kimi anne-baba çocuğunun kendilerine hiç soru sormadığını söyler. İşte bu, çocuktan anne-babaya gelen duygusal bir mesajdır. Mesaj şudur: "Sorularımı önemsemediniz, hiçbir zaman doğru yanıtlar vermediniz, sorularımı bazen geçiştirdiniz, bazen duymadınız bile. Ben de artık size soru sormuyorum." Çocuğun hırçın, huzursuz ve söz dinlemez olması da duygusal bir mesajdır. Size sesini duyuramadığının, sizin tarafınızdan önemsenmediğini sandığının bir patlamasıdır bu.
Anne-baba olmak kolay bir süreç değildir. Burada anne-babayı en çok zorlayan faktör de, kendi doğrusunu çocuğuna kabul ettirme çabasının boşa çıkması. Oysa gördüğümüz gibi, çocuk sürekli büyür, değişir ve gelişir. Bu büyüme ve gelişme sürecinde o da kendi doğrusunu oluşturur ve o doğruya bağlanır. Çocuğun doğrusu size yanlış geliyorsa ona bunu sevecenlikle atmalısınız. Bu anlatımınız bir sohbet atmosferinde olmalı. Çocuklar eleştirilere ve acımasız yaklaşımlara her zaman olumsuz tepkilerle karşılık verir. Çoğu yetişkin de öyle değil mi? Hatta belki siz bile
Çocuk 6 yaşına geldiğinde ise, gözle görebileceğiniz ve ne bir şekilde fark edebileceğiniz bir aşama kaydeder. Büyük bir zihinsel sıçramadır bu, artık yorumlar yapmaya başlamıştır. İlkokula başladığında ise o eski kuralsızlığı ve sınırsızlığı yeni kurallara ve sınırlara bırakır. Bu dönemde zihnindeki tüm soyutların yerini somutlar almaya başlamıştır. Ancak kuralları sınırlan öğrenirken sanmayın ki her şey sizin istediğiniz git olacaktır. Çocuk yeni öğrendiği kural ve sınırlar içerisindeki sınırsızlığını ve kendi kuralsızlığını yeni bir biçimiyle yine yaşamaya başlayacaktır. Çocuğun bilişsel gelişimini desteklemek için; onun öğrenmeyle ilgili girişimlerine gülmeyin, alay eder gibi davranmayın ya da küçümsemeyin. Onun bu girişimlerini önemseyin ve onunla heyecanını paylaşın. Sabırlı olmaya özen gösterin, çünkü çocuk bilişsel gelişim sürecinde pek çöl şeyi deneme-yanılma yoluyla yapacaktır. Bu da sizi sıkabilir ; sabrınızın taşmasına neden olabilir.
Her anne-baba çocuğunun disiplinli olmasını arzular ve bu| nün için de onu yönlendirir. Çocuğun disiplinli olmasına öz gösterirken onu pasifleştirmemeye dikkat edin. Kendi korku kaygılarınızı ona yansıtmayın, onun yapmak istediklerini si; onun yerine asla yapmayın. Bırakın, deneyimlemek istediklerini sizin denetiminizde yapsın. Ona asla ve asla kaçamak yanıtlar vermeyin. Zihnindeki soru işaretlerine yaşına uygun ama gerçek yanıtlar verin. Geçiştirmeyin ve gerçek dışı yanıtlar vermeyin. Örneğin "Anne, ben nasıl dünyaya geldim?" sorusuna leylekler masalını anlatmayın. Ya da "Kar niye yağar?" sorusuna "Gökyüzündeki melekler bizi sevindirmek için yapıyor" demeyin. Gerçekleri onun anlayabileceği şekilde net ve kısa olarak anlatın. Gerektiğinde çocuğunuzun yaşına inip onunla empati kurmaya özen gösterin.
Bilişsel gelişim sürecinde de çocuktan gelen duygusal mesajları doğru okumanız çok önemli. Kimi anne-baba çocuğunun kendilerine hiç soru sormadığını söyler. İşte bu, çocuktan anne-babaya gelen duygusal bir mesajdır. Mesaj şudur: "Sorularımı önemsemediniz, hiçbir zaman doğru yanıtlar vermediniz, sorularımı bazen geçiştirdiniz, bazen duymadınız bile. Ben de artık size soru sormuyorum." Çocuğun hırçın, huzursuz ve söz dinlemez olması da duygusal bir mesajdır. Size sesini duyuramadığının, sizin tarafınızdan önemsenmediğini sandığının bir patlamasıdır bu.
Anne-baba olmak kolay bir süreç değildir. Burada anne-babayı en çok zorlayan faktör de, kendi doğrusunu çocuğuna kabul ettirme çabasının boşa çıkması. Oysa gördüğümüz gibi, çocuk sürekli büyür, değişir ve gelişir. Bu büyüme ve gelişme sürecinde o da kendi doğrusunu oluşturur ve o doğruya bağlanır. Çocuğun doğrusu size yanlış geliyorsa ona bunu sevecenlikle atmalısınız. Bu anlatımınız bir sohbet atmosferinde olmalı. Çocuklar eleştirilere ve acımasız yaklaşımlara her zaman olumsuz tepkilerle karşılık verir. Çoğu yetişkin de öyle değil mi? Hatta belki siz bile
Similar topics
» ANNE BABALARA...
» İFFETLİ OLMAK
» ALLAHcc icin var olmak
» YÜZDE 93 BAŞÖRTÜDEN RAHATSIZ DEĞİL
» SAĞLIKSIZ DİŞLERİN SEBEBİ ÇOCUKLUK HATIRALARI DEĞİL
» İFFETLİ OLMAK
» ALLAHcc icin var olmak
» YÜZDE 93 BAŞÖRTÜDEN RAHATSIZ DEĞİL
» SAĞLIKSIZ DİŞLERİN SEBEBİ ÇOCUKLUK HATIRALARI DEĞİL
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Tem. 31, 2011 12:01 am tarafından Misafir
» HZ.OSMAN (r.a)'IN HAYATI
C.tesi Ocak 29, 2011 2:36 am tarafından V@K@R
» ROMANTIZM DORUKLARINDA KAZI CALISMASI !
Salı Ara. 28, 2010 3:09 pm tarafından Bäbüsselam
» BU GÜN CUMA
Paz Ara. 19, 2010 8:55 am tarafından visal*1
» GELSEEYDİN SEVGİLİ
Paz Ara. 19, 2010 8:41 am tarafından visal*1
» iman (AMENTÜ)
Paz Ara. 19, 2010 8:33 am tarafından visal*1
» mübarek cuma günü
Paz Ara. 19, 2010 8:24 am tarafından visal*1
» dosta doğru
Paz Ara. 12, 2010 6:42 pm tarafından visal*1
» SENİ SEVİYORUM EFENDİM
Perş. Ara. 09, 2010 7:23 am tarafından visal*1