Ümmet-i Muhammedin Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 70 kişi Paz Ağus. 28, 2016 5:09 am tarihinde online oldu.
En son konular
» where buy TRAMADOL
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptyPaz Tem. 31, 2011 12:01 am tarafından Misafir

» HZ.OSMAN (r.a)'IN HAYATI
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptyC.tesi Ocak 29, 2011 2:36 am tarafından V@K@R

» ROMANTIZM DORUKLARINDA KAZI CALISMASI !
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptySalı Ara. 28, 2010 3:09 pm tarafından Bäbüsselam

» BU GÜN CUMA
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:55 am tarafından visal*1

» GELSEEYDİN SEVGİLİ
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:41 am tarafından visal*1

» iman (AMENTÜ)
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:33 am tarafından visal*1

» mübarek cuma günü
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:24 am tarafından visal*1

» dosta doğru
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptyPaz Ara. 12, 2010 6:42 pm tarafından visal*1

» SENİ SEVİYORUM EFENDİM
Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek EmptyPerş. Ara. 09, 2010 7:23 am tarafından visal*1

Temmuz 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031    

Takvim Takvim

panolarimiz


Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek

Aşağa gitmek

Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek Empty Azrail Aleyhisselâm’ı sevmek

Mesaj  Misafir Salı Mart 23, 2010 5:20 pm

"İnsanın
en kıymetli ve üstünde titrediği malı, onun ruhudur. Onu zayi’ olmaktan
ve fenadan ve başıboşluktan muhafaza etmek için kuvvetli ve emin bir
ele teslim ile derin bir sevinç (hissedilebilir ve korkulardan emin
olunabilir).” “Elhamdülillah dedim. Azrail’i cidden sevmeğe başladım.”

Bir ikindi namazı
esnasındaydı. İlk rekâtta kıyamda idim. Fakat içimde tuhaf bir his
vardı. Sanki arkamda birisi duruyordu. Nefesinin sıcaklığını ensemde
hissedebiliyordum. Boğazımda da bir acı dolaşıyordu. Metal bir şey vardı
boğazımda ve oldukça keskin gibiydi. Kafamı eğsem kesilecek
zannediyordum. Fatiha’yı bitirmek üzereydim. Diğer taraftan da hangi
sûreyi okuyacağımı düşünüyordum. Bildiğim en uzun sûreler hafızamda
dolaşıyordu. Zira ne kadar kısa olursa, o metal şeyin boğazımı kesmesi o
kadar yakın olacaktı.

Sonra o arkamdakinin kim
olduğu ve boğazıma dayalı şeyin ne olduğu sorusu kafamı kurcalamaya
başladı. İçimden bir ses Azrail diyordu. Birden bir ürperti hissettim.
Zira zihnimde canlanan resim, ürkütmüştü beni. Arkamdaki şeyin zihnimde
oluşan silueti, başlıklı bir pelerin giymiş ve elinde de tırpan olan
birisini haber veriyordu. Ve tırpanın keskin tarafı tam da boğazıma
dayalıydı. Rükûa gittiğim anda da kafam yere uçacaktı. Ben rükûa
gitmeden o tırpanı çekti ve bir anda bacaklarımdan derman kesildi.
Öylece kalakaldım.

Namazı bitirdiğimde derin
bir nefes aldım. Kendimi ölüme yakın hissettiğim anlardan birisiydi bu.
Fakat kafamı kurcalayan başka bir şey vardı; Azrail (as). Neden başlıklı
bir pelerin ve elinde tırpan vardı. Kafamda resmettiğim bu şey Azrail
(as) olamazdı. Çünkü nurdan yaratılmış, sadece İlahi emirlere mutlak
itaate memur Allah’ın bu mahlûku, böyle korkutucu olmamalıydı. Ya da
vazifesi, kafa kesen bir varlık olmaktan veya öyle algılanıyor olmaktan
başka bir şey olmalıydı.

Sonra sorgu melekleri
denilen Münker ve Nekir meleklerine döndü nazarım. Onları algılayışım da
Azrail’den (as) farksızdı. Ne acayip öğretilmişlerdi bize. Ellerinde
balyoz vardı. “Söyle bakalım Rabbin kim?” bilemedin kafana balyozu
yiyordun. İslâmiyet her şeyiyle güzeldir. Hayalleri korkusuzdur. Fakat
kafamdaki meleklerin tarafımdan algılanışı böyle değildi. Neden?

Belki avamın ağzında
dolaşan hikâyelerin, belki romanların, belki de televizyon vb. araçların
kafamda şekillendirdiği bu varlıklara karşı, bu halleriyle sempati
duymam, onları kendime yakın hissetmem mümkün gözükmüyordu. Ta ki
Risâle-i Nur’un bahsettiği şekliyle o mübareklerin hakîkatlerini okuyup
anlayana kadar. Birden dünyam ve bakış açım değişmişti. Gerçi, Nur
Risâlelerini okuyup bakış açımın değişmediği, bakış açımın değişip de
lezzet almadığım bir konu da yoktu Elhamdülillah
.



AZRAİL (AS), MÜNKER NEKİR,
KİRAMEN KATİBİN

Nur’un Risâleleri bu meleklerin
hakîkatine dair şöyle diyordu:

“İnsanın en kıymetli ve üstünde titrediği malı, onun
ruhudur. Onu zayi’ olmaktan ve fenadan ve başıboşluktan muhafaza etmek
için kuvvetli ve emin bir ele teslim ile derin bir sevinç
(hissedilebilir ve korkulardan emin olunabilir).” “Elhamdülillah dedim.
Azrail’i cidden sevmeğe başladım.”

“Herkes gibi ben dahi muhakkak gireceğim diye mezarıma
hayalen girdim. Ve kabirde yalnız, kimsesiz, karanlık, soğuk, dar bir
haps-i münferide (hücre hapsinde) bir tecrid-i mutlak (kimsesizlik)
içindeki tevahhuş ve me’yusiyetten tedehhüş ederken (dehşet alırken),
birden Münker ve Nekir taifesinden iki mübarek arkadaş çıkıp geldiler.
Benimle münazaraya (konuşmaya) başladılar. Kalbim ve kabrim
genişlediler, nurlandı, hararetlendirdiler; âlem-i ervaha (ruhlar
alemine) pencereler açıldı. Ben de şimdi hayalen ve istikbalde hakîkaten
göreceğim o vaziyete bütün canımla sevindim ve şükrettim.”

“Ve insanın amelini yazan melekler hatırıma geldi.
Baktım, aynen bu meyve gibi çok tatlı meyveleri var. [Birisi] Her insan
kıymetli bir sözünü ve fiilini bâkileştirmek (kalıcı kılmak) için
iştiyakla (büyük bir arzuyla) kitabet ve şiir, hatta sinema ile hıfzına
çalışır. Hususan o fiillerin Cennet’te bâki (ebedi) meyveleri bulunsa,
daha ziyade merak eder. Kiramen Kâtibîn insanın omuzlarında durup onları
ebedî manzaralarda göstermek ve sahiblerine daimî mükâfat
kazandırmak(tadırlar), (bu bana) o kadar bana şirin geldi ki tarif
edemem.” (Asâ-yı Mûsâ, 62)


MELEKLERİ DOST EDİNMEK


Artık
benim de dünyam aydınlanmıştı. Bu meleklerin nezdinde dünyam ve
dostlarım o kadar çoğaldı ki, adım başı bir melek vardı dünyamda. Bazı
akşamlar eve gittiğimde kimse olmuyordu. Kapıdan içeri ilk girdiğimde
her taraf karanlık ve ürkütücü gelmekle beraber; şimdi eve girdiğimde
“Selamun aleyküm” diyebileceğim binlerce dostlarım vardı. Meğer eskiden
ne kadar yalnızmışım. Ne kadar kimsesizmişim.

Meleklere imanın gereğini, bu
açılımla beraber, daha iyi hissedebiliyorum. İyi ki Melekler var. Artık
her kar veya yağmur yağdığında, “Bak Melekler geldi!” deyip getirdikleri
rahmetten dolayı Allah’a şükrediyor, dönüşte dualarımı rahmet-i Rahmana
götürsünler diye binler dua ediyorum. Rahmetle gelen rahmetle döner.
Dünyamızı ziyaret edenler, hiç olmazsa dualarımızın ziyaretini isterler.
Ne güzel Meleklerle dost olabilmek. Ne güzel onların dostluğunu
hissedebilmek
.




Sarf ve nahiv
ilmini okuyan bir medrese talebesinin vefat edip, kabirde Münker ve
Nekir’in: (Men Rabbüke) yani senin Rabbin kimdir? suallerine karşı,
kendini medresede zannedip Nahiv ilmi ile cevab vererek: “(Men)
mübtedadır. (Rabbüke) onun haberidir; müşkil bir meseleyi benden
sorunuz, bu kolaydır.” diyerek, hem melaikeleri, hem hazır ruhları, hem o
vakıayı müşahede eden orada bulunan bir keşfe’l-kubur velisini güldürdü
ve rahmet-i İlahiyeyi tebessüme getirdi. Azabdan kurtuldu.

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz