Ümmet-i Muhammedin Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 70 kişi Paz Ağus. 28, 2016 5:09 am tarihinde online oldu.
En son konular
» where buy TRAMADOL
İSLAMDA KİN EmptyPaz Tem. 31, 2011 12:01 am tarafından Misafir

» HZ.OSMAN (r.a)'IN HAYATI
İSLAMDA KİN EmptyC.tesi Ocak 29, 2011 2:36 am tarafından V@K@R

» ROMANTIZM DORUKLARINDA KAZI CALISMASI !
İSLAMDA KİN EmptySalı Ara. 28, 2010 3:09 pm tarafından Bäbüsselam

» BU GÜN CUMA
İSLAMDA KİN EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:55 am tarafından visal*1

» GELSEEYDİN SEVGİLİ
İSLAMDA KİN EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:41 am tarafından visal*1

» iman (AMENTÜ)
İSLAMDA KİN EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:33 am tarafından visal*1

» mübarek cuma günü
İSLAMDA KİN EmptyPaz Ara. 19, 2010 8:24 am tarafından visal*1

» dosta doğru
İSLAMDA KİN EmptyPaz Ara. 12, 2010 6:42 pm tarafından visal*1

» SENİ SEVİYORUM EFENDİM
İSLAMDA KİN EmptyPerş. Ara. 09, 2010 7:23 am tarafından visal*1

Temmuz 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031    

Takvim Takvim

panolarimiz


İSLAMDA KİN

Aşağa gitmek

İSLAMDA KİN Empty İSLAMDA KİN

Mesaj  Misafir Salı Mart 30, 2010 9:11 pm



--------------------------------------------------------------------------------
İslamda Kin

Kalbte yerleşen, öç almaya yönelik şiddetli düşmanlık. Arapçada hıkd, gıll ve bağdâ gibi kelimelerle karşılanır. Kin tutmak, kin beslemek, kin gütmek, kin bağlamak gibi deyimler düşmanlık duygusunun kalbte yerleştiğini ve süreklilik gösterdiğini dile getirir. Kin, kötü ahlâka ait niteliklerdendir. Bu nedenle İslâmın onaylamadığı, ortadan kaldırmayı amaçladığı huylardandır. Karşıtı olan bağışlama af ise güzel ahlâkın niteliklerindendir İslâm tarafından teşvik edilen davranışlar arasında yer alır. Kin kötü bir duygu ve huy olduğu kadar birçok kötü tutum ve davranışın da başlıca nedenidir. Kurana göre kinin başlıca kaynağı sapkınlık ve azgınlıktır. Bu nedenle öncelikle kâfirlere özgü bir niteliktir. Hristiyanlara ilişkin bir âyette bu ilişki şöyle açıklanır:

Biz Hristiyanız diyenlerin de sözünü almıştık, ama uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. Bu yüzden Kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin bağda saldık. Yakında Allah (Azze ve Celle) onlara bu yaptıklarını haber verecektir. Mâide : 14

Yahudiler de sapkınlık ve azgınlıkları yüzünden düşmanlık ve kine salınmışlardır:

Andolsun, Rabbinden sana indirilen onların Yahudilerin çoğunun azgınlığını ve küfrunü artıracaktır. Biz onların aralarına ta Kıyamete kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah (Azze ve Celle) onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Allah (Azze ve Celle)da bozguncuları sevmez Mâide : 64

İçlerindeki düşmanlık ve kin yalnız kendileri arasında etkili olmakla kalmamakta, Müslümanlara da yönelmekte ve zarar vermektedir. Bu nedenle Müslümanlar ilişkilerinde dikkatli olmalıdırlar:

Ey iman edenler, kendinizden başkasını kendinize dost edinmeyin onlar sizi ifsat etmekten geri durmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isterler. Onların ağızlarından öfke taşmaktadır. Göğüslerinde sakladıkları kin ise daha büyüktür Alu İmrân : 118

Kin, küfür ve azgınlıkla olduğu kadar isyan ve itaattan çıkmakla da bağlantılıdır. Allah (Azze ve Celle)a itaat eden, hayatlarını Onun emir ve yasakları doğrultusunda düzenleyen müminler doğal olarak kin ve benzeri duygulardan korunacaklar, uzak olacaklardır. Kuran, müminleri bu konuda uyararak şeytanın oyununa gelmemeleri konusunda uyarır:

Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah (Azze ve Celle)ı anmaktan ve namazdan alıkoymak istiyor. Artık bunlardan vaz geçtiniz değil mi ? Mâide : 98

Allah (Azze ve Celle)ın koyduğu kurallara uygun hareket eden müminler, itaatlarının ödülü olarak Cennete konulacaklardır. Cennetteki müminler tanımlanırken onların kin ve nefretten arındırılmış oldukları belirtilir:

Onların göğüslerindeki kini çıkarıp atmışızdır hepsi kardeşler olarak köşkler üzerinde karşı karşıya oturur Hicr : 47

Aynı olgu diğer bir yerde de şöyle dile getirilir:

Göğüslerinden kinden ne varsa hepsini çıkarıp atmışızdır. Altlarından ırmaklar akmaktadır Araf : 43

Müminlerin bu durumu, onların bu dünyadaki durumlarının doğal sonucudur. Başka bir deyişle müminler dünyada düşmanlık ve kin duyguları ile bunların nedenlerinden ve yol açtığı kötülüklerden, uzak oldukları gibi Cennette de uzaktırlar. Kin duygusunun psikolojik nedenlerini inceleyen İslâm ahlâkçılarına göre yapılan bir kötülüğe karşı koyamamanın, intikam alamamanın yol açtığı öfke kalbe yerleşerek gizli bir düşmanlık duygusuna, kine dönüşür. Bu nedenle kinin başlıca ruhsal kaynağı öfke ve intikam hırsıdır. Kin birçok ruhsal ve ahlâki hastalıkların da kaynağıdır. Bunların başlıcaları hased, ilişkileri kesmek, aşağılamaya çalışmak, gıybet, sırları açıklamak, çeşitli biçimlerde eziyetler yapmak, borç ve benzeri hakları yerine getirmemek, felaketlere sevinmektir. Bunların tümü haram olan ve insanı yüksek ahlâkî niteliklerden uzaklaştıran davranış ve huylardır. Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) birçok hadisinde müminlerin kinden uzak olmaları gerektiğini belirtir. Mümin kin tutmaz buyuran Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir başka hadisinde kin tutmamayı hayırlı insanların nitelikleri arasında sayar. Bu hadise göre, insanların hayırlısının kim olduğu yolundaki soruya Kalbleri mahmum olan herkes diye cevap veren Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalbi mahmum olanları muttaki olanlar, kin ve hasetten temiz olanlar biçiminde tanımlamıştır. Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. Aişeye verdiği bir öğütte de Allah (Azze ve Celle)a kalbinin kinini gidermesi ve fitne sapıklıklarından koruması şeklinde dua etmesini buyurur.
Kuran müminleri kin ve benzeri kötü huylara karşı uyarır, onları kinin zıddı olan bağışlayıcılığa yönlendirir. Hz. Ebû Bekirin, Hz. Aişeye atılan iftiraya katılan akrabalarından Mıstaha bir daha yardım etmeyeceğine yemin etmesi üzerine gelen âyette bağışlamanın önem ve üstünlüğüne dikkat çekilerek şöyle buyrulur:

Sizden fazilet ve servet sahibi kimseler, yakınlığı bulunanlara, yoksullara, Allah (Azze ve Celle) yolunda hicret edenlere birşey vermemeye yemin etmesinler, affetsinler, geçsinler. Allah (Azze ve Celle)ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz ? Nur : 24,22

Diğer bir âyette de cahillere uyulmaması, af yolunun tutulması emredilir . Bağışlama takvaya daha yakın olan bir davranıştır:

Sizin affetmeniz takvaya daha yakındır Bakara : 237

Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)de bağışlamayı üstün ahlâkın üç niteliği arasında sayar:

Ey Ukbe, dikkat et, sana dünya ve âhiret ehlinin en üstün ahlâkından haber vereyim. Gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve sana kötülük edeni bağışlamandır İbn Ebid Dünya

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz